Delillere Dayalı Velayetin Kazanılması

TMK md.4 bir kanun kuralının uygulanmasında hakime şartlar ya da sonuç bölümünde takdir yetkisi verebileceğini belirtip, aynı zamanda hakimin bu takdir yetkisini nasıl kullanacağını da hükme bağlamıştır. Şöyle ki hakime takdir yetkisi verildiğinden hakim, EMK’da da olduğu gibi hakkaniyet (hak ve nesafet) ilkesi çerçevesinde somut olay (delile dayalı) adaletini sağlamak zorunluluğundadır. Aksi takdirde kendi hakim kanaatini kullanacaktır. Bununla birlikte kanun ile hüküm altına alınmış olan hakimin takdir yetkisinin sözleşme ile sınırlandırılması ya da kaldırılması söz konusu değildir. Çocuğun ailesinin yapısı, genişliği, sosyal - ekonomik ve kültürel düzeyi onun ilk sosyal tecrübelerini, kazanımlarını ve dolayısıyla duygusal ve toplumsal gelişimini doğrudan etkileyecektir. Bu nedenle velayetin verilmesinde, eski hukukta dikkate alınan ölçüt çocuğun yaşı iken güncel anlayışa göre, çocuğun kimin yanında olursa daha iyi yetiştirileceği, güvenliği ve genel anlamda menfaatleri esas olduğundan hakim, velayetin bırakılacağı tarafı tespit ederken, ana ve baba bakımından gerek sosyal ve ekonomik yönden gerekse de kişisel özellikleri açısından inceleme ve değerlendirme yapmak, uzman bilirkişilerden görüş almak (psikolog, pedagog) çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu gibi özelliklerini irdelemek ve eğer çocuk yeterli idrak gücüne sahip ise çocuğun velayetinin hangi tarafa verilmesini istediği konusunda kendisini de dinlemek ve çocuğun isteklerini göz önünde bulundurmak zorundadır. Gerçek anlamda ifade etmek gerekir ki çocuk için ayrılığın nedeni ya da boşanma sürecine götüren olaylar çok büyük bir önem arz etmez. 

SORULAR

TÜMÜNÜ GÖR
BİZE SORUN
CAPTCHA
Başa Dön