Boşanma davası süreci ile ilgili soru işaretlerinden en büyüğü de eşin aldatma durumu ile alakalıdır. Eşinizin sizi aldatıyor olması ile alakalı şüpheleriniz varsa bu şüpheleri gidermek için farklı yöntemler kullanıyor olabilirsiniz. Takip cihazları, telefon takip programları ve daha pek çok seçenek akla gelse de aslında bunların hiçbiri sağlıklı çözümler değil! Çünkü bu tür uygulamaların hukuki açıdan sorunlu olabileceği gibi eş tarafından fark edilmesi de kolaydır.
Aldatma ihtimali karşısında eşinizi takip etmek ya da ettirmek istiyorsanız klasik program seçeneği yerine daha sağlıklı çözümlere zemin hazırlayan çözümlere başvurun. Boşanma davası süreci ile alakalı en kaliteli seçenekler arasında olan özel dedektif hiç şüphesiz çok değerli çözümlere kapı aralar!
Boşanma Davası Süreci ve Yasal Dedektifler
Boşanma davası süreci ve yasal dedektifler son dönemlerde en çok merak edilen konulardandır. Çünkü eşleri tarafından aldatıldığını düşünen eşlerin daha kaliteli çözümlere başvurmaları ihtimali gündeme geliyor. Peki, boşanma davası sürecinde dedektiflerin ne tür hizmetleri olur? Eşler için başvurulması gereken başlıca seçenekler nelerdir?
Bir eş olarak aldatıldığınızı düşünüyorsanız yapmanız gereken tek şey lisanslı bir dedektif tutmak olacaktır. Dedektifler hukuki kurallar çerçevesinde eşinizin her adımını kontrol ettiği gibi aldatmanın gerçek olup olmadığını da gün yüzüne çıkarır. Eğer siz de eşiniz tarafından aldatıldığınızı düşünüyorsanız tek yapmanız gereken yasal dedektif tutarak şüphelerinizi gidermek!
MY DEDEKTİFLİK Şirketi ve Boşanma Süreci
Boşanma davası süreci eşler için en zorlu aşamalardan bir tanesidir. Çünkü eşler için bu süreçte haklılığı ortaya çıkarmak oldukça önemlidir. Siz de eşiniz tarafından aldatıldığınız düşüncesi ile haklı sebebe dayanarak boşanma davası açacaksanız MY DEDEKTİFLİK Şirketi ile hemen iletişime geçebilirsiniz. Birbirinden özel hizmetler sunan MY DEDEKTİFLİK Şirketi, Türkiye’nin en başarılı yasal dedektiflik şirketi olması ile dikkatleri çeker. Üstelik kaliteli çözümlerin yanı sıra profesyonel dedektif kadrosu ile adından söz ettiren MY DEDEKTİFLİK Şirketi yüksek standartlarda çözümler sağlar.
Boşanma davası süreci ile ilgili etkin dedektiflik hizmetleri almak istiyorsanız bu harika dedektiflik bürosu ile çalışmaya başlayabilirsiniz. İletişime geçmeden önce Hızlı boşanma için hizmetleri inceleyebilir hızlı ve haklı boşanmalar için özel dedektif ile şimdi iletişime geçebilirsiniz.
Evlenme ile birlikte meydana gelen evlilik birliği, zaman içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı sarsılıp, dağılma noktasına gelebilir. Kanun koyucu, evlilik birliğine verdiği önem dolayısıyla, bu birliğin sona ermesini zorlaştırmıştır. Gerçekten de Medeni Kanuna baktığımızda, evlilik birliğini ortadan kaldıran sebeplerin sınırlı sayıda olduğunu görmekteyiz. Eşler tarafından, bu sebepler dışında, başka bir sebebe dayanarak, evlilik birliğini sona erdirilemeyecektir. Yine, eşler, bu sebeplere dayanarak boşanma davası açtıklarında, hâkim, onlara bir şans daha vermek anlamında, boşanma yerine ayrılığa karar verebilecektir. Yine, boşanma ancak hâkim, hükmüyle olabilmektedir. Bu da eşlerin her canları sıkıldığında, bir anlık öfkeyle, evlilik birliğini sona erdirmesine engel olmaktadır. Ve boşanma davalarının ayrı bir yargılama usulüne tabi olması, eğer dava sonucunda boşanma kararı verilmeyecek ise, boşanma davası sırasındaki gergin durum nedeniyle eşlerin tekrar birlikte yaşamalarının olanaksız hale gelmesini önlemeyi amaçlar. Tüm bu hükümler, evlilik birliğinin sarsılması noktasında, bu birliği korumayı amaçlamaktadır.
Boşanma, eşler henüz hayatta iken, bir eşin kanunda öngörülmüş olan sebeplerden birisine dayanarak açacağı dava sonucunda evlilik birliğine hâkim kararı 97 ile son verilmesidir. Boşanma için, her şeyden önce boşanmanın kanunun saydığı sebeplerden birine dayanması gerekir. İkinci olarak bir davayla talep edilmesi gerekir. Yine boşanmadan söz edebilmek için hâkimin bu sebebi kabul edip boşanmaya karar vermesi gerekir. Hâkim, sebebi yerinde görmezse boşanmaya karar vermeyebilir. Boşanma konusunda hukuk sistemlerinde etkili olan üç görüş vardır. Bunlardan ilki boşanmaya yer vermeyen görüştür. Bu görüş, “Tanrının birleştirdiğini kul ayıramaz” diyen İncil’den esinlenmektedir. Eğer eşler arasında cinsel ilişki gerçekleşmişse, artık evlilik bağının bozulması mümkün değildir. Katolikliğin etkisinde kalan ülkelerde hâkim olan bu görüşe göre, evlilik kesinlikle ortadan kaldırılamaz, en çoğundan ayrılık kararı verilebilir. Diğer bir görüş, boşanmanın serbest olduğuna ilişkindir. Bu görüş taraftarlarına göre, evlenme nasıl eşlerin serbest iradeleriyle meydana geliyorsa, yine onların serbest iradeleriyle ortadan kaldırılabilmelidir. Bu nedenle, eşler, karşılıklı anlaşma ile evlilik birliğine diledikleri zaman son verebilecekleri gibi, eşlerden birinin, genellikle erkeğin tek yanlı irade açıklaması da aynı sonucu doğurur. Evliliğin bir sebebe dayanmadan taraflarca serbestçe sona erdirilmesi görüşünü gerek evlilik birliğinin korunması gerekse toplumsal hayatın belirlilik içinde sürdürülebilmesi (evli olan birinin boşandığının bilinememesi gibi) ilkelerine dayanarak kabul etmek mümkün değildir. Bu konudaki son görüş evlilik birliğinin ancak bir sebebe dayanarak ve hâkim hükmüyle sona erdirilebilmesidir. Bu sistem yukarıda açıklamaya çalıştığımız iki sistem arasında yer almakta, ne boşanmayı eşlerin serbest iradelerine bırakmakta ne de eşlerin boşanmak istediklerinde belli sebeplerin varlığı dâhilinde bu serbest iradelerini engellemektedir. 1926 tarihinde hukuk hayatımıza giren 743 sayılı Medeni Kanun ile bizim hukuk sistemimizde bu görüş benimsenmiştir. Bu görüşe göre boşanmanın olabilmesi için kanunun öngördüğü sebeplerden biri cereyan edecek, yalnız bu yetmeyecek bu sebebin varlığı hâkim, tarafından da kabul edilip boşanmaya karar verilmesi gerekecektir. Boşanma sebeplerinin kanunda sınırlı sayıda olması, evlilik birliğini güvence altına alan bir hükümdür. Eşlere kendileri boşanma sebebi belirleyebilme hakkı verilseydi, çok farklı hukuksal, ahlaksal ve toplumsal olarak kabul edilmesi mümkün olmayan sebeplere dayanılarak kutsal bir müessese olan aile kurumu sona erdirilebilecekti. Örneğin, evdeki yemeğin tuzunu beğenmeyen koca bu sebebe dayanarak veya artık sen yaşlandın seni çekici bulmuyorum daha genç birini istiyorum gibi ferdi ve bencil sebeplere dayanarak evlilik birliği sona erdirilebilecekti. Yani tabiri caizse “kaşın üstünde gözün var” sebepleri hukuk hayatlarında yer almış olacak toplumun temelini oluşturan ailenin kendisi bir temelden, korumadan yoksun bulunacaktı. Bu nedenlerle boşanma sebeplerinin sınırlı sayıda sayılması çok isabetli bir durum olup, evlilik birliğini koruma yönünden eşlere yön göstermektedir. Kanunda sayılı sebepleri bilen eşler buna göre hareket edip bu sebepleri yapmamaya özen göstererek evlilik birliklerini korumuş olacaklardır.