Boşanma sürecinde, mevcut veya beklenen menfaatlerin zarara uğraması durumunda, kabahatsiz eş, kabahatli eşten maddi tazminat talep edebilir. Ayrıca, şahsi menfaatlerin zarar görmesi halinde manevi tazminat talep edilebilir.
Boşanma, Medeni Kanun'a göre bir akit olmasına rağmen, aile hukukuna özgü bir akit türüdür. Bu sebeple, boşanma sonucunda meydana gelen zarar, sıradan bir sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan zarar değil, aile birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin ihmal veya ihlalinden kaynaklanır.
Hukukta zarar, sözleşmeye aykırılıktan veya hukuk düzeninin emirlerinin ihlalinden doğar. Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesi ise haksız fiilin özel bir çeşidini düzenler. Bu haksız fiil, aile birliğinin gerektirdiği görevlerin ihmal veya ihlalinden kaynaklanır.
Yargıtay, boşanmaya ilişkin zararın telafisi konusunda özgün bir kural getirdiğini belirtir. Ancak genel olarak Yargıtay, kusura dayanan haksız fiil tazminatını benimsemiştir.
Maddi tazminat, hukuk literatüründe sözleşme veya haksız fiilden doğan bir tazminat olmayıp, kendine özgü bir niteliğe sahiptir.
Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi, maddi tazminatın temelini oluşturur ve Borçlar Kanunu'ndaki haksız fiil kurumunun özel bir şeklini düzenler.
Kanaatimize göre, bu madde temelde kusura dayanan bir sorumluluk öngörür. Ancak, uygulanan kanun maddesinin ayrı olması, sorumluluğun esasını değiştirmez; sadece hukuk sisteminde geçerli olan bir sorumluluk çeşidinin özel bir düzenlemesi olarak kabul edilebilir